REKLAM ALANI 1

Müptezel

Geçen gün bir dostla yolda karşılaştık, “gerçekleri yazsam ne olur” diye soruyordu bize;  basitçe okunmazsın! Dedim. Çünkü millet olarak anlayışımızı yitirdik. Gerçeklere tahammülümüz kalmadı. Kendi egemenliklerimizi inşa ettiğimiz yalandan hayatlarımızla kimliklerimizi kaybettik. Savunacak düsturumuz da yok artık, sizlere ömür, başımız sağ olsun diyeceğimde o başta yerinde değil, havalarda. Acımız büyük fakat ne acı hala öğüt almıyoruz. Başkalarının kayıplarından kar etmekteyiz çünkü. Bize ait ve bizden armağan bir şey kalmadı bu hayatta, yalanlarımız dışında. Sığındığımız tek gerçek var o da koca bir yalan. Biz ona inandık, yaşantımızla oynadık. Gidişat buydu; tarz, ekol birbirini ezmeğe yok etmeğe dayalı bir düzeni yansıtıyordu. Bileşik zaman nanesinden payımıza düşeni aldık. Ayaktayken o kırdığımız ellerin varlığına muhtacız şimdi. Yokluğunda yaktığımız gemilerin şehrimize uğrayan seferlerini bekliyoruz ümitle. Ellerimiz havada asılı boş kaldı. Oysa kendimizi görmedik bunları yaparken; ne yerine konduğumuzun da farkında değildik. Biz susmuştuk. Sustukça, çıkar ve menfaatlerimizi işittik. Yaşadığımız devranı bankalara ipotek ettik. Aldığımız, üzerine yoğunlaştığımız her şey bizi ele geçirdi ama sükûnetimizi koruduk bu süreçte. Gerçeklere kapattık gözlerimizi ve hayaller kurmaya başladık uyurgezer iken. Çağımıza uyarlanan masallara inanıp yalanların peşinden sürüklendik bir bir. Servet gözümüzü bürüdü. Kaosumuz heyecanımız hep işe yaramaz kâğıt parçalarındandı. Kulağımda insanların dayanılmaz veryansınları var. Kahra iştirak ediyor çalışmalarımda vicdanı esas alıyorum. Viskon yataklarda, kuş tüyü yastıklarda uyuyamaz oldum. Yediklerim de tat vermiyor. Kendime zuhur ederek buğz ediyorum.  Düzenin rotası ellerimde ve ona yol veren benim diyorum. Karşılaştığım fitne de nifakta hep benden. Sağlıklı düşünmek için sağlıklı ortamlarda çalışmaya ihtiyacım var. Bu ortamları hazırlamalıyım kendime. Sonu olmayan projeler de yerin dibine batsın. Yapıcı olmalıyım yolumda. Geleceğimden endişeleniyor kendime aşırı yükleniyorum. Sarınacak bir umudu kalmayan insanları görüyor tükenişlere şahit oluyorum. Her şeyimi ellere verdim, o eller kirli mi beyaz mı sorgulamadan bunu yaptım ve ellenmedik hiçbir şeyim kalmadı. Sakındığım onurum hariç. Şimdi ona da göz dikenler var. Bense direniyorum. Düşmanı sevindirmeyeceğim. Debelenmek değil bu, onurlu mücadele! Sadece bağırmak istiyorum, “FARKINDAYIM!” Damarıma bassalar da sonsuz rahat bir uyku için kaosa hizmet etmeyeceğim. Bir Türk genci olarak topluluğumdan ayrılmayacağım. Yolunda yürümeye çalışan bir karınca olsam da kastettiğiniz benim düşüm, ülküm, yasam, algım, değerlerini bildiklerim! Bunların hiçbirinden taviz vermeyeceğim. Acılara iştirak edip takvadan geçerek bunları haykırıyorum tüm yeryüzüne. Canımdan öte saydıklarım sahipsiz değiller. Ülkemin selameti adına bir olarak birlikte olarak bu süreci en az zararla atlatacağımıza olan inancım hala yüksektir.
Bu da böyle biline!

 

Hakkâri Yüksekova’da şehit düşen kardeşlerimize Allah’tan rahmet kederli ailelerine ve ulusuma başsağlığı dilerim.

#inanıyorumçünkü

26.10.2014.7

Can Ahmet Vural


PAYLAŞ
REKLAM ALANI 11