CEVABEN
Akıllarda soru işareti kalmaması adına kaleme aldığım yazım satırlarım gibidir…
Bilindiği üzere milletimiz zor bir imtihanın eşiğinde; küresel aktörler, sermaye sahipleri, baronlar adeta akbaba misali topraklarımız üzerine düşük irtifadan geviş getirmekte. Onların aç gözlülükleri, tükenmek bilmeyen sömürü hevesleri bizi her geçen gün daha da zora sokarak çıkmaza sürüklemekte. Suni krizler şiddeti vahametini koruyarak meselelerin gerçek yüzünü kuvvetle sergilemekte. Kurdaki dalgalanmalar boyutunu giderek arttırmakta, enflasyon tırmanışta... Felaket ulakları ve onlara hizmet eden kanallar dört bir yandan ve aynı tondan aynı parodiyi seslendirmekte. Gereken müdahaleler yetkili mercilerce ifa edilmekte ama -lakin yine de halkımızı teyakkuza çağırmakta yarar görüyorum. Öte yandan ülkemizde bir yıkım yaşatılmak istenmekte ve bu yıkımı faciayı da şehadetimizden hareketle daimi yapıcılığın, üretmenin, milletimize hayrlı kalıcı hizmetler adına taş üstüne taş koymanın gayesi sevinci ve amacı taşıyanların uzun adam Erdoğan ve riyasetinin üzerine mal edilmek istenilmesinin çabaları iç ve dış mihraklarca verilmekte ama nafile!
Bildiğimiz üzere, tamam - devam sınavının ortasındayız.
Gördüğümden yaklaşımla, “tamam!” diyenler muhtelif politikaların tutarsızlıklarından dem vurup düzen ve gidişata dur söyleminde bulunanlar, bir kısım ağızların etkisinden kurtulamayıp milli hedef ve projelerin farkında olmayan insan/lar topluluğudur. Yine korkarım, onların tamam dedikleri hadise her şeyi tamama vardırıp getiremedikleri alternatifle de içi derince kazılmış kör kuyunun haznesine bu milleti düşürme teşebbüsünden ibaret kalacaktır. Öyle sanıyorum, istikrarsızlık en çok da bu alanlarda ayağımıza dolanacak dünya siyasi tarihi ve arenasında boy gösterip ses çıkaran Türkiye Cumhuriyeti devleti giderek mevcudiyet gösterdiği alanlardan silinerek kaybolacaktır. Önce vicdan, önce insaf! Bunlar benim korkularım ve kaygılarımdır. Cevaplar beni tatmin etmemekle birlikte bu yarışta yerini alan hiçbir siyasi partiye göndermede bulunmadan topu oyunda tutarak olası bir siyasi düğümlerde koalisyon hükümetleri ortak bir anlayışta nasıl buluşacaktır, sorusu bende merak uyandırmaktadır. Maazallah iş tamam‘a vardığında bugünkü sıkıntılardan dem vurdukları, adalet, döviz, işsizlik, eşitsizlik, toplumsal ayrışma, kutuplaşma, enflasyon, faiz, terör belası gibi konularda, kalan dört ya da 5 partiyle nasıl bir yol izlenilebilir, diyelim ki izlendi, peki, yürütmede etki ve başarı yakalanabilecek midir, vaatlerde istikrar ve icraat sağlanabilecek midir? Onun için tek başına işin içinden çıkamadığın ve çıkarmayı başaramadığın hiçbir şeye tamam deme! Milyonlara tamam deme. Sen yine de oyunu istediğin yere ver ona bir şey demiyorum da ama korkularının da farkına var.
Yaklaşık 20 gün, yoğun bir tempoyu geride bıraktım, aday adaylık sürecimden netice alamadım. Olsun. Nasip değilmiş, mühim değil. Amiyane tabirle okey masasına değil, milletimin meclisine, kararına yancı oldum. Bu süreci en güzel şekilde değerlendirdim. Kaybettim demiyorum her halükarda kazandım. Önce kendimi korkusuzca ifade etmeyi ve aynı şekilde açığa çıkmayı başardım. Aldığım insiyatifle gurur duydum ve bazı şeylerin daha da bilincine vardım, mesela şu anlayışın,
“Mücadelene devam et ki garantörün Allah CC. olsun!”
Şimdi, adaylarımızla bütün adaylara başarılar dilemekle beraber irtibatları ve hizmetlerinin halkla olarak doğrudan Hakka ulaşmasını temenni ederim.
Seçim manifestosundan sonra partilerin, özellikle Ak Parti’nin seçim beyannamesi merak konusu… Ele alınacak konular gönülleri teskin ve sükûn noktalarında önem arz ediyor. Partilerin düşürülmesi adına insafsız alçakça yapılan manipülasyonları da bundan rant sağlamaya çalışanları da şiddetle kınamak işimiz. Geçecek sürecin kaossuz yaygarasız barış içinde tek turda hakkınca neticelenmesini ümitle niyaz ediyorum. Ve bu uğurda sorumluluk üstlenenlerle birlikte herkesi sorumlu olmaya davet ediyorum.
Sağduyu da buluşalım, en doğruda buluşalım.
/ Can Ahmet Vural
24.05.18.4
PAYLAŞ