REKLAM ALANI 1

Var olmak cesaret istiyor

Önemli olan ne düşündüğün ya da ne hissettiğin değil, onlar adına ortaya ne koyduğundur. 
Ne kadar gidersen git, nereye gidersen git, varacağın nokta aynı, BAŞLANGIÇ! Dönsen de aynı gitsen de… Hatta ve hatta yerinde kalsan da aynı…

Yolum Seninle

Kendimi sana sunmak için daha ne kadar kanatmam gerek? Düşümde gülüşümde sakladığım bir giz kalmadı. Her şeyim ulu orta meydanda ve ben olduğum gibi cephedeyim. Tükettiğim sadece zaman değil bu mücadelede, ses, nefes, yol, iz... giderken ardımda bıraktıklarım. Bu uğurda aldığım menzilin, kat ettiğim mesafenin haddi hesabı yok ama fakat lakin vardığım yer, karşılaştığım duvar hep aynı; benim içim. Taşmak istiyorum bu benlikten, arınmak kurtulmak istiyorum. Sana daha çok karışıp mağlup olmak istiyorum kendime ve yenile yenile ifşa etmek istiyorum kendimi. Yerimi, yurdumu, oluşumumu tamamlamak istiyorum. Yürüyorum ışığa, karanlıkların avcundan öpe öpe sıyrılıyorum kabuğumdan, kendimi dışarı atıyor heyecanımı yansıtıyorum. Geçmişten günüme uzanan ve bizi bekleyen atiye varıyorum. - Çivisi çıkmış düzeni sen mi kurtaracaksın Can Ahmet, diyenler oluyor önümde… Susuyorum ve içimden, - evet ya, benden başka adam mı var? Diyorum. Gözlerimden pişmanlıklar dökülüyor. Etrafımda binlerce ruh tek vücut batıp çıkıyorum derinlere. İleri, daha da ileri kulaç atıyorum oturduğum yerden. Denizimde bizi barındırıp bizi soluyorum her gece. Bana nefes olan insanlarla iç çekişlerimin ürünü Adım’da dünyaya çivi çakıyoruz “sevgi” diye: Temelin üzerine bir temel daha inşa ediyoruz. Temeli sağlamlaştırıyoruz. Yalnızlığımda gördüğüm o ki, bizler temelden çok aşağıdayız. Kendime çağrımda o ki, duvarları yık, perdelerini aç, ayağa kalk ve adımlarınla yüzleş. İste kurtuluş, işte adres... bu bina böyle örülecek.

Tüm davetler boş, sen dilinle ikrar ettiğini hayatında tatbik etmedikten sonra, her şey yalan, her şey palavra…

Heyecanımdan öte bir yerlerden sesleniyorum sana, kitaplarım ortasından… 

Şimdi o insanlar diyorlar ki bana, “bize kitaplarından bahset Can Ahmet” onlara dönüyor şöyle cevaplıyorum sorularını, “sizin bana yazdırdıklarınızı ben şimdi size nasıl anlatayım, buyurun hayatlarınıza bakın…”

İki – üç yaklaşım kaleme alacaktım bu yazımda, bizden, içimizden ve özel insanlarımıza yönelik… Kitaplarıma başvurmak geldi içimden ve bunlar aktı kalemimden… 

Neden – sebep – sonuç 

*****

Geçen gün cep telefonuma EGM’den bir mesaj geldi, zihinsel yetersizliği olan bir özel kardeşimin kayıp ilanıydı. 26 yaşlarında 1.45 boylarında, oldukça zayıf, siyah saçlı ve beyaz tenli, hafif spastik rahatsızlığı da olan Ayşegül Pala adlı bir genç bayanın eşkâliydi bu. Onu tanıyordum. Bir kez derneğimize ziyarete gelerek bizimle tanışmıştı. Kaybolmasına çok üzüldüm ve kendimi garip hissettim. Onu kazanamadığımız için aynı zamanda bundan bir sorumlulukta duydum. Onu dışlayanlardan değildik elbette ama her çağrısına yetişemeyenlerdendik. Hayatını ıskalayarak hayatlarımıza zulmedenlerdik. Kızımızın bir an önce sağ salim bunmasını diliyorum.

Ayşegül kardeşimiz görünen bir kayıp ve üzülerek ifade ederim ki bizlerin kaybı… Ama görünmeyende kayıplarımız o kadar çok ki ve bizler onları kazanmak adına çaba göstermediğimiz için semtlerimizde bu kayıplar yaşanıyor. Ümit eder ve ders çıkarırım ki, bu son olur. 

Daha da kaybederek mevcut düzende kaybolmamak için,
Ve kazandırarak kazanmak için, 
İnsanlara selam ver,
Kapıları ardıla,
Komşuluk ilişkilerini güçlendir,
Akrabayı ziyaret et,
Bir de insanları sorumluluklarına çağır. 
Kin tutuma, bir ol bütün ol.
Unuma, birlikten kudret doğar ve bu potansiyel karanlıklarda yolunu aydınlatır.

/Can Ahmet Vural
05.05.2016.4

Sosyal medyada bu hafta buradayız 
#selamol
***** 

Duyuru,
Fikir işçisi Can Ahmet Vural
Hayata kattığı eserleriyle THY Bursa Bilim Şenliği'nde
Bilim insanlarının yanında, kendi standında... 
6-7-8 Mayıs Bursa Merinos Parkı


PAYLAŞ
REKLAM ALANI 11