REKLAM ALANI 1

SOKAĞA ÇIKMAK YA DA ÇIKMAMAK İŞTE BÜTÜN MESELE BU

Doğrusu, COVİD belasıyla imtihanda hemen işgüzarlıkla su koyvermeye başladık.
Genci yaşlısı, tanık oldukları tüm tarihi anlarda, OHAL/kriz durumları dâhil hemen hemen hayati önem arz eden hiçbir meselede hiç bu denli evlere tıkılmaya, dört duvar arasına kapatılarak toplumsal yaşamdan izole olmaya mahkûm ve de mecbur bırakılmadı. 
Hiçbir insanın sağlığı bir başkasının sağlığından, hiçbir şahsın yaşam standardı, bir başkasının konfor ve saadetinden geçmedi. Hiç bu kadar eşitlenmedi kimse. Hayatı belki de bu kadar özümseyerek, akıl ve vicdan terazilerinden geçirecek fırsatı elde edemeyeceğiz bir daha; gerçek yaramızın farkına varamayacağız. Birbirimize belki bu kadar zaman da ayıramayacağız; belli mi? 
Şu zamanları en iyi şekilde değerlendirmek varken, içsel manevi yolculukları deneyimleyip çeşitli okumalar kaydederek bir sonraki yaşamımızda en kutsi ve en güçlü atılımları inşa etmenin lüzumu varken, zamanın buhranı ile kararmanın, gelecekten telaşla rehavete kapılmanın, görmediğimiz sonraki an/yarına değil de şimdiye ağlamanın gereği var mı? Görünen seçkin, bariz ve belli... 
Daha, net aşikârı okuyamıyorken gaipten vehimlere sarınmanın manası da nedir? 
Gaye, önlemleri tetikleyerek güneşi yaraya tutmaksa eyvallah; ama yok güneşi buzla karaltıya çalmaksa orada dur! 
Aslolan bakışta. Masamda sürahi yarı dolu ve saydam haliyle karşımda... Mesele, Dimyat’a pirince giderken eldeki mahsulden olma evhamı olsa hacet. Bunun içinse gerek yok fikir çatışmalarına. 
Duada birleşme/anlayışta birlik olması vacip ama davranışta tefrika, fitne ve nifak alametlerinin habercisi. Amaç salgının yayılmasının önüne geçme, toplum sağlığının korunmasıysa bu mahiyette alınan imtiyazlı kararlarla çıkartılan uygulamalara uyulması keyfiyet değil zorunluluk nazarımda. Kriz yönetimi ayrı konu, sağlık yönetimiyse şakaya gelmeyecek ciddiyette. Politikalar masaya yatırılabilir ancak konuların çeşitli polemiklerle politizeye dönüştürülmesi süreci baltalamaktan başka işe yaramaz. Akılcı hareket, akla riayetten mütevellit. 
Ezcümle, canların sıkılması, için içe sığmayışı ve dışarı patlamalar, insanın verimsizlik iştiyakından. Gelinen noktada tüketen değil, fayda üreten ve faydayı yenileyebilen bir toplum olduğumuz açık. Görünen keşmekeş ve belirsizliklerde bunun tezahürü...
Diyeceğim o ki biz kas hastaları bu konularda hayli ehiliz. Çünkü üretimin fiziksel çabayla değil düşüncede başlayıp düşüncede bitirileceği inancına sahibiz. Öyle sanıyorum, bu öngörüyle bu badireyi de en az zararla atlatan biz olacağız. Vazgeçmeyeceğiz, bu süreçte çalışan zihnimizle en güzel yapıtları ortaya koyacak, yorulmaksızın iyileşmeye sebep olacağız. Hem de bu desteğe en fazla bizlerin ihtiyacı varken. Hem de hemen hemen tüm hizmetlerimiz durmuş, evde sağlık, fizik tedavi ve bakım imkân ve seviyelerimiz kısıtlanmışken. Günbegün eriyorken gün yüzü görmeyen odalarda halet-i vaziyetimiz, vahamete kapılmayacağız, ihtiyacımızı görecek, saptayacak ve akıl yoluyla gidermenin mücadelesini sabırla göğüsleyeceğiz. 
Böyle yaptım, böyle yapacağım.
Sosyal belediyelerimin ve yüce devletimin sosyal algısına, vefa destek gruplarıyla sosyal hizmet gönüllülerinin bu sürede kas hastalarını yalnız bırakmamaları rica/temenni olarak sunulur. Keza anlayışımda hastalık öldürmüyor, bakımsızlık öldürüyor. 
#Devletimizinyanındayız #evdekalTR
-/ Can Ahmet Vural
14.04.2020.2

 


PAYLAŞ
REKLAM ALANI 11