REKLAM ALANI 1

SON ÜÇ BEŞ ON GÜNÜ #DEĞERLENDİRİYORUM

Nazarımda “Bir musibet bin nasihatten evladır” anlayışı, hakikaten hiç bu kadar anlam kazanmadı. Başımıza gelen trajik vaka ismi malûm Koronavirüs salgını, dünya ile bizleri evlerimize hapsederek çeşitli değerlendirmelere saldı. “Her olanda bir hayır vardır” tarzı yaklaşımlarla hadiseyi yüce Yaratıcıya bağlayıp günahlarından dolayı ölmeden nefsini hesaba çeken de vardı, her işlerinde olduğu gibi bu elim olayı alaya alan da veya bunu doğaüstü doğa altı görmeyip meseleyi bilimsel açıdan kavrayıp karşı koyacak somut öneri ve uygulamaları gündeme dayandıran da. Bir de felaket tellalları çıktı karşımıza; komplocu teorisyenler ve durumu lehlerine çevirmek isteyen fırsatçılar...

 Gördüğüm, karmaşadan öte temaşa-i cümbüş oldu bir anda manzara. Endişelerimle yüzleşmemek ve tedbiri elden bırakmamak için vahamete kapılıp korkularımdan bildirdiğim de oldu, ameliyat sedyesindeki insanıma yapılan gerekli müdahalelerin ardındaki usta cerrah ve ekibinin titizlikleri hassasiyetlerini görüp teşekkürlerimi dile getirdiğim de… 

“Teslim olmadığın bir illetin seni pençeleri arasına geçirmesi mümkün değildir” sağduyusundan hareketle sükûneti ve sekîneti elden bırakmadan, olabildiğince dikkatli, soğukkanlı, esenlikle güven içinde olmanın ailecek derdini taşıdık biz bu süreçte, kurallara koşulsuz riayet edip, sabrederek… 

Bu çetin hayatta kalım/iyileşme/normalleşme imtihanında verdiğimiz destansı mücadeleleri kayda değer buluyor, az daha dirayet gösterirsek çabamızın elbet karşılık bulacağını ve eskisinden daha güzel günleri birlikte karşılayacağımızı düşünüyorum. 

Tüm dünya alarmı ardından, sosyal politikasıyla, sağlık ve güvenlik önlemleriyle ve bürokrasisiyle üzerine düşen görevleri layıkı veçhile yerine getiren idaremiz, eğitim ve ekonomi sınavını da başarıyla vermektedir. Allah aziz kılsın, muvaffakiyetler ihsan etsin.

Muhakkak bu virüsün etkileri uzun bir süre devam edecek ve hayatımızda sert şekilde kendini hissettirecektir; ancak bu paha, millet olarak kenetlenmemizin/bir araya gelmemizin yanında hiçbir şeydir gözüyle bakmaktayım şimdilerde, dersimi çıkardığımın bilincinde…

Başından beridir takibinde olduğum, karşısına ulusal mahiyette güç dirediğimiz Koronavirüs’e karşı bir nevi baypas babında, olağanüstü durumlara karşı toplumsal direnç ve bağışıklığın desteklenmesi ve tedavisine süratle geçişine ilişkin düşünce tweetlerimin genel bombardımanına adımla eşdeğer web adresi kanalımdan ulaşabilirsiniz. 

Yazımın bundan sonraki paragraflarında, ‘bana öyle geliyor’ların ötesinde görünen ve aşikârı kanaatlerimi nakledeceğim, yüksek müsaadelerinizle;

• Covid19’a karşı alınması elzem önlem ve tedbir uygulamaları dışında bu virüsün toplum benliği ve hafızasında tıbbi seyri hikâyesinin iyi anlaşılmadığı kanaatini taşımaktayım. Politik sözcükler dışında, herkesin anlayabileceği dilden, görülme sıklık ve düzeyleri, tehdit ile etkileri, doğuracağı sonuçlar, halk dilinden kamusal yayın ve yayımlardan brief şeklinde verilmeli, kamusal farkındalık, ciddiyete dikkat çekmelidir.

• İnsan hayatını ilgilendiren şu önemli konuyu, mizah, popülizm, espritüel malzeme olarak değerlendirenler, hastasına, yaşlısına ve bu faciadan son derece mustarip olan biçare muhatabına saygıda kusur edenler, muhatabın insafına bırakılmaksızın direkt kamu ahlâkı ve toplum vicdanıyla yargılanmalıdır. Bu doğrultuda verilen müeyyide-i cezaları doğru buluyor, devamında kamu hizmetlerinin arttırılmasını diliyorum.

• Özellikle ihtiyatlı kararlarla birlikte, evlere hayatın sığdırılması ve tedbirlerin yaygınlaştırması, en son televizyon dünyasıyla Türk Dizi sektörünü vurmuş, gereksiz diye nitelendirdiğim pek çok yayın, ya süresiz araya, ya da doğrudan finale gitmiştir. Bu kararları isabetli buluyor, darısının gündüz kuşağı kadın, moda, yemek, realite, suç-gizem ve aktüel programlarına yansımasını diliyorum. Keza bu ve benzeri hareketlerin sürece olumlu katkısı azımsanmayacak kadar büyük ve değerlidir.

• “Sorumlu yayıncılık” bu süreçte olmazsa olmaz ilkesel tutum gerekliliğini almış, bu doğrultuda yayın yapan basın-medya kuruluşlarının daha temkinli ve duyarlı davranışlar sergilemesi kaçınılmaz olmuştur. Özellikle haber sunucuları, verdikleri yayınlarda yorumdan kaçınmalı, dayandırdıkları haber sütunlarına sadık kalmalıdırlar. Keza, işleri yorumculuk değil, sunuculuktur, naçizane gereğini hatırlatıyorum. 

• Nazarımda, erk yönetiminde din üzerinden siyaset, kutuplaşma, gericilik ve ilericilik bitmiştir. O, önceki yüzyılımızın konusuydu, şimdi yeni bir yüzyıla uyanıldı ve bu yüzyıl onların yerini evrensel doğrular, hakikatler almıştır. Vallahi başlardan ve saçlardan, berberler yemedi sözüm ona ekmeğini, bu kendisini belli kisveler altına bürüyerek hâlâ türban üzerinden geçinmeye çalışan aymazlar kadar. Gündemimiz bellidir, başka gündemler oluşturmaya gerek yok, varsa yapıcı önerin çalıştır kalemini, sarf eyle kelamını, yoksa Allah Gani, beni aç biilaç bırakmayan Mevlâ, seni bırakacak değil ya! 

• Hayatı durma noktasına getiren bu salgının, Cuma Namazlarına da mâni oluşuna tepkiliyim; Diyânet İşlerinin bu kararına katılmam mümkün değil. “Yahu Ahmet, yapma Allah’ı seversen” dersen, o vakit alınan bu kararın Belediyelerimize örnek olmasını, toplu ulaşım hizmetlerimiz de dâhil olmak üzere, toplu taşımacılık ve diğer tüm proje hizmetlerine yansımasını, ticari taksi, taksi dolmuş ve servis taşımacılığı gibi kamusal hizmetlerinde bir müddet ‘aksatılmaksızın’ tamamen izolasyonunun sağlanmasını hakkıyla resmi ve hayati buluyorum ben de. Ne demek istiyorum? Virüs önlemle durdurulabilir, yayılmasının önüne geçilebilir, bu hayatımızı derinden etkilemeli. Ateş ölçerler ve tebdili kıyafetlerle donanmış insanlar, gerekirse sağlık çalışanları, en azından Cuma, Camii önlerine konuşlandırmalı, belli sayıda insan genel kurallara tabiiyetle üç beş sorulu anketle cemaatte virüs bulgusu tespit edilmelidir, şüpheliler uygun dille uzaklaştırılmalı, karantinaya alınmalıdır. Keza toplum sağlığını en çok yüce dinimiz gözetmektedir. Yine de Kamu Haber kanallarından Cuma hutbelerinin eksik edilmemesini yerinde buluyor, mümkün mertebe bu yayınlara kulak veriyor, hassasiyet adına yetkililere şükranlarımı iletiyorum.

• Tarama ve Gözlem elzem. Ya telefon yahut da internet üzerinden, yaş dağılımı ve nüfus ortalamasına göre haneler ve içlerindeki bireyler tespit edilmeli, kişilerde muhtelif test yollarıyla detaylı bulgular aranmalıdır.  Burada korku siyaseti değil, güven siyaseti esas alınmalıdır. Kamu spotları ve yerel, ulusal resmi haber kaynaklarından halkın bu metoda katılımları sağlanmalıdır. Sokaktaki vatandaş birincil öncelik olarak konuya dahleri güvenlik güçleri ve belediye ekipleri aracılığıyla getirilmelidir.

• Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi, Sosyal Destek Gruplarıyla Sağlık Çalışanlarına gösterilen vefa, toplumda dayanışma ve motivasyonu arttıracak, umutları yeşertecek, güneşli günlere olan inancı diri tutacaktır. Konuyla alakadar Yetkililerimizle tüm Sağlık Çalışanlarına tekrar teşekkürlerimi sunuyor, yüce Allah’tan kendilerine kolaylıklar niyaz ediyorum. 

• “Eğitimde heba ve feda edilecek fert yoktur” nazarı has yaklaşımından sadetle, Evde Online Eğitim programlarında Özel Eğitim ve Gereksinim Gerektiren görme, duyma ve öğrenme güçlüğü çeken kardeşlerimin bu eğitimlerin erişiminde yaşadığı sıkıntılar ve en temel hakları eğitim hakkına ulaşamadıklarına ilişkin sosyal medyada bazı haberler söz konusu. Bunun asılsız, münferit rivayetler olması ihtimal. Şayet doğruysa bu tespitimin değerlendirilmesiyle hazırlıksız yakalanan sürecin telafisini umuyor, çocuklarımızın mağduriyetlerinin giderilmesini yetkililerden diliyorum.

• Sürecin uzamaması, gündelik yaşantımızın akması ve devletimizin bu süreçten zararlı çıkmaması adına endişeyle dua halindeyim. Öyle ya da böyle bir karındaşlığımız söz konusu, yararlandığım fizyoterapi imkanlarının doğal olarak bu vadede kısıtlanması ve/veya tatile girmiş olması da bu bağın, seyri gidişatına değin kaygılarımı arttırıyor. Kararı değerlendirmiyorum; doğrusu da budur. Ancak ben doğal yaşamımıza döner dönmez Özel Eğitim, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezleri’nin iş ve hizmetlerine aksamadan kaldığı yerden devamını ve şahsımda dâhil olmak üzere bu imkânlardan faydalanan nice kardeşlerimizin perişan edilmemesi adına dilek, dua ve hâl bildirimlerini teşekkürlerimle sunuyorum.

• Covid19’un bağışıklık sistemimizi etkileyen bir virüs olmasının yanı sıra ülke ekonomisini ve halkın cebini yakan bir ekonomik silaha dönüşmemesi için ciddi seferberlikte her kesimden herkesin üretimde yer alması gerekiyor. Karantina sürecinin hemen ardından insanlar işlerine hemen sıkı sıkıya sarılmalı, ülkesi için üretmeli, milleti için harcamalıdır. İnşallah Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın ümit verici ulusa hitaplarıyla her şey lehimize gelişecektir. Yerli üretici/milli üretim, yerli tarım ve yerli istihdam oluşacak krizlerin püskürtülmesinde etkili unsur olarak, güvenlik ve refaha açılan kapının şifresi olacaktır. Bu süreçte yerli sermaye korunmalı, sürecin hemen ardından döviz ve faiz spekülasyonlarının/ani artışlarının önüne milli duruş ve üretimle geçilmelidir. Bu doğrultuda halkın karantina süresince desteklenmesi, Sn. Temel Karamollaoğlu’nun söylemleri üzerine evde oturan herkesin asgari bir geçimlik aylığa bağlanması hayatidir. Daha önceki tweetlerimden bir notu burada desteklemek istiyor, işbirliğiyle dayanışma çağrımı yineliyorum; “Elbirliği ve kenetlenmeyle inanıyorum tüm zorluklar aşılır. Toplumda var olan lüzumsuz kargaşa, #Covid19’un iyi anlaşılmamasından yana. Verilen her mücadele bu illetin zirve yapmaması adına. Çünkü pandemi hızla yayılırsa sağlık sistemimiz çöker. Şimdi duyarlı ol, #evindekal”

 Görmediklerimizi gören, bu yukarıda zikrettiğim birçok maddenin olabilirlik ve yapılabilirlik ölçüsünce, dâhi fazlasını yerine getiren irademize sonsuz güven besliyor, sağduyu ve güneşli günlere olan inancımı koruyor, şehir hastanelerinin varlığı ve kapasitelerinin ne kadar önem kazandığı şu günlerde, sorumluluk şuuru ve vatandaşlık görevi bilinci sadedince, bu satırları yazıyorum. Ola ki iyileşmeyle düzelmeye katkısı olur, kendime bu saadetten mutluluk payımı düşerim. Süreci saat gibi, takır takır işleten vatan hizmetlilerine tekrar müteşekkirim.

Saygılarım ve sağlık temennilerimle #Umutluol #KalevindeTürkiye

-/Can Ahmet Vural

29.03.2020.7


PAYLAŞ
REKLAM ALANI 11