REKLAM ALANI 1

DAVRAN

Vakit daralıyor, insan dik yokuşunda beliriyor.
Senin benim onun değil, olması gereken insan indinde, insan-ı kâmilde gerçekleşen hiçbir şey sebepsiz, mesnetsiz ve sonuçsuz olmadığı gibi, hiçbir insan, hiçbir canlı da öyle gereksiz, var oluş amacı ile yaşam mübadelesinden bihaber, atıl, geri vaziyet teşkil etmez, tutulamaz.
Böylesi bir insan için, müjdelerin en büyüğü ile sıfatların en layığı, eşrefi mahlûkat, takısı öngörülerek, hak edilen saygınlık ile mertebelerin en yücesi vaat olunur. 
Kemal ya da kâmil, tekâmüle karşılık olup olgunluk seviyesini, çevresinde cereyan eden olgulardan ilhamla peşinde sürüyerek beraberinde gerçekleştirir ve ulaşılmaza uzanan adım olur. Böylesine korku sökmediği gibi herhangi bir kınanma da söz konusu değildir. 
Çünkü o, özünde bulunan veya sonradan kendisine çeşitli vesilelerle ibret ve örnek edindiği hasletlerle bezeli bir iletişim yetisine malik, karşısındaki güçlükleri aşmada hayli yetkin, beceri ve tecrübe sahibidir. O, gelmemiz gereken nokta, muasır medeniliğin zirvesidir. 
Ben o insandan bahsetmeliyim ki, onun mücadelesi ile meydana getirdiği toplum modeli, insanlığın sıkıntılarına kökten çözümler arayarak, sorun ve badirelerin karşısına dayandırır, sorumluluktan kaçınmaz, eşyanın dilinden anlayarak yaratılan her bir şeyi kendi iradesinde konuşturur ve evrensel doğrularla ortak anlayışa vardırır, şek ve su götürmez hakikat olur.
Çünkü böylesinin menfaati, tekilsel şahsi ölçekli değil, toplumsal, evrensel boyuttandır. 
O insan için acı ortak, kazanç ortak, refah veya felah hep ortak yoldan sağlanır ki her şey nispetince paylaşılır, beraber aşılır. Denge birlikten sağlanır.
O insan ki baskıdan meydana gelir, elem ve kederden açığa çıkar. Kısılmışlık, mengene ve çaresizlik o canı besler, ona sahip olması gereken uzletleri kazandırır. Çıkış ya da kurtuluş da ona ulaşmakla mümkündür.
O insan ki, sıradan bir candan ibaret değildir veya küçük ya da büyük ölçekli bir güruhtan... 
O bir anlayış ile fikrin tezahürü, akıl ile gönül ferasetinin delili, üst bilincin simgesi ve uyarıcı bir silsilenin devamı niteliğindendir. Buna kurşun işlemez, bıçak saplanmaz daha geçerli gerekçeler karşısına dayandırılamadığı sürece de özünü korumaya, aslını içten içe yaşatmaya devam edecektir. 
O gerçeğin sırrı, ışığın sahici yansımasıdır. Martavallar, mavallar, yapmacık ve sahte olan her şey o insanın kulağını tırmalar, gözünün önünden bir ışık huzmesi misali belirip silinir, gündem oluşturmaz, tesir etki etmez. O odaklanmanın sonucu, istikrarın ebediyetle haşrolduğu bu öykünün adıdır. 
Nasıl bir şeyden bahsediyorum ben öyle, gerçek dokunulmazlıktan.
O insan ki cennetin esas arterlerini çizer, dünyanın kırmızıçizgilerini belirler. Bu insan bir insan değil, entelektüel miras, kültür birikimin nesilden nesile gönül yolundan hızlı ve masrafsız aktarılışıdır. Buna ulaşmanın yolu, istemek, çalışmak ve hizmet etmekten geçer, ancak önce gönlün buna açılması gerektir.
Bir mehdi, mesih, ruhani ya da siyasi önderden bahsetmiyorum ben öyle, kimsenin peşine kapılıp gitmekten de.. Kurtarıcı aramak, kurtarıcı olmaktan da söz etmiyorum, ben sana senden bahsediyorum; farkında olarak kazanacaklarından, yolun götürüsü sandığın bir yalanın ardından bu yolun sana getirilerinden söz ediyorum, duyarlı olmaktan insan olmaktan… 
Etrafımda dolanan adaletsizlikler bende adalet duygumu pekiştirmiyor, hakkaniyet çağrımı yineletmiyorsa, özümü ve teslimiyetimin adresi, yönelişimi sorgulamalıyım. Ve bana isabet eden bütün olumsuzluklar beni daha da mücadeleci, dirayetli, güzellikler uğruna baş veren, açığı kapatan, kusuru gideren bir insan eylemiyorsa insanlığımı sorgulamalıyım, gücümün kaynağını sorgulamalıyım. 
Ne demek istiyorum? Ben kimsenin niyetine amel edecek değilim, kimse de benim niyetime boyun eğecek değil. Ancak ben herkesin imdadına koşacak olursam, herkeste benim niyazıma yetişir, o da benim herkesle bir olmamdan, hakkı ve hakları kucaklamamdan, meydanı hazırlamamdan, beşer olarak kabiliyetleri sergilememden, fırsat ve imkânları herkesin yararına sunmamdan müteşekkildir. Ve yalnız kalmamam da yalnız bırakmamamla kabildir. 
Ettiğini biçtiğin bu toprakta sana yalnız olmadığımızı hatırlatıyor, senden insani, vicdani ve ahlaki mükellefiyetlerinin gereğini sonraları pişman olmaman adına bugünden icraya kalkışmanı bekliyorum. 
Erdemli bir yaşam düsturu üzere tabiatımızı sergilememiz duasıyla,
Saygılarımla.
/ Can Ahmet Vural
06.01.2020.1

 


PAYLAŞ
REKLAM ALANI 11