HEMHAL

Geçtiğimiz Pazar, Tekirdağ’ın Çorlu İlçesi’nde meydana gelen tren faciasında hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifa, başta yakınları olmak üzere tüm ulusumuza sabrı cemille dayanma gücü diliyorum. Böylesi elim olayların bir daha tekrarlanmaması ümidiyle güvenli seferler adına gereken önlemlerin daha en başından alınmasını yetkililerden önemle bekliyorum.
******
Reis’i Cumhur ile Yol’a devam! Yeni Hükümet sistemi ile kurulan yeni Kabine’nin ülkemize ve milletimize hayrlar getirmesini, vatandaşa hizmete ve ulaşmada en etkin ve en pratik çözüm yollarını beraberlerinde tetikleyerek toplumsal faydaya ve katma değere daimi vesile olmalarını, ulusumu yekpare tek vücut hak ettiği o muntazam noktaya taşımada öncü fikirlerle yer alıp tarihe adlarını öncü neferler olarak kaydettirmelerini temenni ederim.
******
Millet azmi ve direnci kırılmadı, giderek güçlendi. 2014’ten bugüne gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerekse Ak Parti oyunu tırmanışla yükseltti. Anladığım bir şey varsa o da şudur, biz vatandaşın sıkıntılarına, çözüm taleplerine sağır kalmayıp duyarsız hareket etmeyişlerinden ileri gelmektedir. Şimdi bu zafer, 15 Temmuz’un devamı niteliğindedir. 15 Temmuz bu devletin miladıdır. Ferasetle ve büyük inançla canını tanklar altına ve ağır ateşli silahlara siper eden, devamlılık türküsü tutturup omuz omuza şehadete yürüyen tüm vatandaşlarımıza rahmet dilekleriyle gazilerimize şifa niyaz ediyorum. Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı ve 15 Temmuz Destanı yazdırmasın inşallah, diyorum. 
Kılı kırk yararak yürütülen operasyonlarda, bazı KHK’larla vazifelerinden el çektirilen, azılı sempatizan ve üyeler (hariç) bir yana, hala masumiyetini ispata çalışan, bir zamanlar bu hain şebeke ve yapıya selam verdi diye terörist yerine konan binlerce (saf) masum konu komşu, akrabamıza, devletimize ve milletimize kurşun sıkmayana, geçlerimizi zehirlemeyene, millet aklı ve tahammülü ile oynamayana, 15 Temmuz gecesi ülkemizin bağımsızlığı adına demokrasimize sahip çıkana çelme takmayana, protesto yahut manifesto etmeyene gözetimli iade-i itibar ve görevlerine iade istiyorum, ki bir zamanlar bu bazı kamu görevlilerinden canı yanmış biri olarak bunu, Maide Suresi 8. Ayet mucibince, “Bir topluluğa olan öfkeniz sizi adaletsizliğe itmesin, ayrılığa düşürmesin ki Allah yapılanı hakkıyla görür ve adalet, takva ehline yakışan bir davranıştır.” Anlayışıyla dile getiriyorum.

*****
Hayır! Anlamıyorum!
Engelsiz yaşamın tesisi ne kadar pahalı olabilir ki?
Kendisini bu konuya vakfeden ve vakfetmeye hazır bunca duyarlı insan, yürek varken…
Varlık aynasında suretimi gördüğümden beridir yönetilmeye gereksinim duymuyorum,
Hayatımı idame ettirmem için belli kıstaslara, ölçü ve kaidelere hacet yok sanki…
İhtiyacım olan yüreğimde belirdiğinden beridir hava bedava bulut bedava…
Peki ya Rüzgar? O da bedava…
Ama doğru dürüst yaşamak, işte o bedava değil.
Onun bir bedeli var ve bu bedeli ödemeye herkesi davet ediyorum.
Üstelik saçlarınızı savuran rüzgâr benden size hediye…
Matrak olsun diye yazmıyorum bunu sana, dinle!
Geçen tatile çıkmak isteyen bir grup kas hastası kardeşimin mesajıyla toparlandım,
Dediler bana ki, Tekirdağ’da bir yer var, ora gidelim,
Dedim onlara ki, Güzelim Bursa’mız varken ora uzanmanın ne alemi var?
Dediler, Bursa’da bizler için engelsiz tatil köyü mü var?
Dedim, durun bakalım, acele etmeyin…
Sonra taradım, şu sonuca vardım…
Ey ahali, engelli halk oylaması olarak kendimi esas alsam,
Bursa’m yerelinde bu konuda en Müslüman Belediye Nilüfer Belediyesi’ni seçerim..
-e orada deniz mi var? Yok, ama tatil köyü var.
Üstelik Osmangazi’de oturup Mudanya’da yazıyorken…
Mudanya’ya yakışır böyle bir köy…

Sonra dedim ki kendime, 
- Hangisi sensin Can Ahmet, 
Haksızlık karşısında kıyam duran mı yoksa haksızlığa sırıtan mı?
İçimden böldüm lafımı ve dedim ki,
- Haksızlık yapmayan!
*******
Avrupa’nın en korkunç katliamlarından Srebrenitsa katliamının yıl dönümünü ortak kültür mirasını paylaştığım Boşnak kardeşlerimin acılarını hissederek derinden yaşıyor paylaşıyorum, dahi insanlık suçlarına karşı ses çıkarmayı, sonrasında yalnız kalmamak adına kendime borç biliyorum. Kadim bir medeniyetin aziz evlatlarıyız, insanların dertleri, kederleri, hüzünleri ve sevinçleriyle hep hemhal olmalıyız, 
soracak olursan budur sevdamız ,
ne zaman ete kemiğe bürünüp kendini gösterdi insanlığımız,
işte budur, karşılığımızdan kasıt beklentimiz, aradığımız çağrımız…
Budur en büyük zafer, en kutlu kazancımız…
daha da ne ola ki muradımız?

/Can Ahmet Vural
12.07.18.4

PAYLAŞ