REKLAM ALANI 1

DANK

Bir savunur, düşünür ve en nihayetinde bir insan olarak tüm insanlardan beklentim dahi mücadelem şudur, hayatımda görüp eksikliğini hissettiklerim. 
Tamamlanmanın mücadelesini veren er kişiler adına bunları ifade edip açığı kapamak, su alan gemiyi onarıp açık sulara indirmek, nabızları kolaçan edip gönle nüfus eden kan akımının önünü açarak ihtiyaç sahiplerini gözetip yaşama döndürmek, zor olmamalı. Dahası bu bizler için, elbette Allah’ın izni ve yardımıyla çocuk işidir. 
Bu bağlamda oluş nedenimiz, hayatı temize çekip hak sahiplerine haklarını teslim etmek veyahut haklarına giden yoldaki engelleri bertaraf ederek tüm insanlığa yürüme kolaylığı ve alışkanlığı sağlamaktır.
Bunun en akılcı yolu, bu yolda kendini yok sayarak işbu mücadeleyi dertlerinden dem vurup binlerle paylaşmak, sorumluluk altında kalmamak adına insanlara yegâne sorumluluğunu hatırlatmak, gerekirse geceyi gündüze katarak milyonlar arasına karışmak ve kaçınılmaz son, ibret ve hayretle muvaffak olmaktır. 
Varsa bir mesuliyet, anladığım budur.
Bu, kapıların ardındaki anahtardır.
Anahtara ulaşmak için önlerden uzanan meşakkatli yolu tepmek, tutunmak adına da sağlamlık, dayanıklılık, dikkat ve olgunluk kazanmak şarttır farzdır. 

Bazı şeylerin lamı cimi olmaz, o olmazsa olmazdır ve er geç olacaktır, işte yazımın bu paragrafında buna değineceğim, 
…Değinirken de insanlarımızın duyarsızlıklarından gem vurmayacağım, onların hassasiyetlerinden şüphem yok, birçok yerde vurguladığım üzere “yaradılış itibariyle yardımsever duyarlı bir topluma sahibiz ancak nasıl yardım edeceklerini bilmiyorlar o ayrı konu!” İşte şimdi o konu, tam maksadıyla bu konu…
Beni otomobilden indirmek için insanımızdan destek isteyen annemi gören yeğenim, “dayı, neden insanlar hep sana yardım ediyor” diye sorunca cevabımdı, “dayıcım, bu hayatta gücü olan gücü olmayana destek olacak ki bir denge olsun.” 
Başka bir deyimle, dünyanın şakulü kaymasın, çivisi çıkmasın, ayağımıza dolanıp batmasın…
Sadetle, yaşamı erişilebilir kılmanın, mutlak surette herkesin faydası ve yararına açmanın, bizler için yük olan şu hayatı paylaşmanın bir bedeli, maliyeti, kâr zarar hesabı olmamalıdır. Bu müşterek vazife hepimizin boynuna borçtur. 
Bunu toplumsal olarak taşımamız ve dahi taçlandırmamız gerekir. Keza bir elin sesi, karıncaların seremonisi vardır. Sivil toplum kuruluşları bu denli mühimdir, varlıklarına mevcudiyetimiz adına ihtiyaç vardır. Yolda bu olgunluk ve kararlığı gösterecek ve kaideyi ilkelerini belirleyecek ve sürdürecek olan onlardır. Bunu içselleştirdiğimi net bir şekilde dile getirebilir ve başlı başına bir STK kesildiğimi itiraf edebilirim.
Demem o ki, ey insan, görevinin farkına var!
Mesela, sokağa çöpünü atana kızma, bağırma! Bilakis o gördüğün çöpü çöp konteynırına atma fırsatını sana tevdi eden, sendeki kemalata teşekkür et. 
Ve uyandığın güzel hissiyatlarla, güven ve umuda binleri uyandır. 
Kim bilir belki o zaman gerçek bir engelli adayı olabilirsin
Ve engelli olup engellerini kaldırmaya aday.

/Can Ahmet Vural
12.04.18.4


PAYLAŞ
REKLAM ALANI 11