REKLAM ALANI 1

DÜŞÜNÜYORUM, ÖYLEYSE?

Alexander Rahbari yönetiminde “Çağrı Film Müziği” ni dinliyorum gözlerim kapalı ama şuurum pek tabi yerinde, içimden bir ürperti geçiyor ardından, ellerim soğuyor ve terliyor, hislerimin tesiri bu olsa gerek veyahut beynimin bana bir oyunu…

Düşünüyorumda, düşüncelerimi net bir şekilde ifade edemedikten sonra onları yaşatmanın ne alemi var? İnsan niçin düşünür, açığa çıkmak için. Düşünmek ve paylaşmak insan olmanın ve insanca yaşamın en tabi gereğidir. Her düşündüğümüzü beyan etmekte zorunda değiliz tabi ki, ama insanlara, belli (haklı) çıkışlar yapmalarına ve beyinlerinin içindekileri resmetmelerine de izin ile fırsat vermeliyiz. Onların, dağarcıkları ve içlerinden geçirdikleriyle, ahiret hayatlarına göç etmeden daha dünyadayken yüzleşmeliyiz, elbette, Allah ahdi olan o din (hesap) gününe olan inancımız varsa… Hakarete, küfre, toplumu bölme ve ayrıştırmaya dayalı, kin, nefret ve düşmanlık uçurumlarına sürükleyen dışavurumlardan bahsetmiyorum bile… Varmak istediğim nokta, Türk adaletine ve Hükümetine olan inancımın ve güvenimin bu son gelişmelerden sonra giderek azaldığı yönünde kişisel bir maruzatımdır. Bunu ciddi anlamda geri kazanmak için bir çaba içerisindeyim, hem de engelli Can Ahmet olarak değil, bir birey olarak, insan olarak. Her zaman diyorum, “beni/bizi doğru tanımlayın” diye. Ama ne hikmetse ben diyorum, ben işitiyorum… Değişmesini istediklerimden, güzel günlere duyduğum özlemlerden, olmayan geleceğimi düşleyip ısrarla istemekten yoruldum. Bunları ifade edersem şimdi n’olur, düşman mı olurum? Hain mi? Hayır! Ben insanım, sırf hakkımda yersiz spekülasyonlara yol açmamak, insanlar nazarında aforoz edilmemek ve bana olan güvenleriyle emeklerini hiçe sayıp boşa çıkarmamak adına, kendi derdini içte saklı tutup mezara götürecek olan sıradan bir şahsım. Öfkesine yenilmeyecek ve asla ihtiraslarının kurbanı olmayacak ve onlara içinde bulunduğum bu halle nasıl yüzleşeceğimi gösterecek ve de büyük bir erdem üzerinde kalarak, onların özgürce yaşayıp şarkılar söylemelerine müsaade edecek kadar da güçlü bir adamım. Hatta ve hatta bu onurlu mücadelemi sonuna kadar sürdürerek sonucunu göğüslemek için, kendi (olmayan) kanatlarını, (mevki, makam, para, şan, şöhret, yayımlanmış kitaplarını) ardında yakacak kadar cesur bir insanım. Ahde vefam, ailem, dostlarım ve arkadaşlarıma saygım ve Allah (cc)’a karşı takvam (itikadım) olmasa, kimseye verilmiş kiralık bir aklım, bağlılığım, ahdim, sözüm ve de bir heyecan(sempatim)ım yok, yoktur. Şimdi ne demek istiyorum, şikayetçi miyim bu düzenden? Hayır. Ben uyarıcıyım ve korkularım var, onları dile getiriyorum, sabır!

Bir bütünün egemenliğini kurup tümünü temsil edemediğimiz sürece, at izi it izine karışacak, başıboş dolaşanı kurtlar kapacak, atı alan Üsküdar’ı geçerken at süremeyen olduğu yere mıhlanacak. Kaçan balık giderek büyüyecek kaçamayansa oltalara gelecek, maazAllah... E- ben? Benim gibiler ne olacak? -Sırası mı şimdi, memleketin bunca derdi varken bir de sen fırlıyorsun bilmem neyden atlar gibi. Hem sen, insan mısın birader?

Şimdi yine ben buradan, istisnasız bütün siyasileri, olası tahriklere ve misillemelere karşı milletimizin selameti adına, sorumlu ve duyarlı tavır ve davranışlar sergilemeye davet ediyorum.

Bu milletin özüne, kimliğine, Türklük şuuru ve bilincine, haysiyetine, üç beş ahlaksız ferdin yaptığını bütün bir toplumun kendisine veya meşru idarecilerine topyekûn mal ederek, değerlerimize küfretme cesaretini ve hakkını kendinde bulan ve milletimizin sağduyusuyla sinir uçlarına dokunarak dengesiz tansiyonu ve alevi tırmandıran tanımadığımız modacı Barbaros Şansal’a sözlerini aynen ve harfiyen geri iade ediyorum.

Böylesi bir hadise veya macera için sosyal medyanın tümden yangına verilmesinin son derece sakıncalı olduğunu önemle belirterek ve hiçbir şekilde paylaşımlarımdan gocunmayarak, yetkililerimizin atmış oldukları bu adımlarından dönmelerini rica ediyorum. Halkımızı tahriklere kapılmamaları konusunda uyarıyorum. Keza böylesi bir girişim tek maske altında riyakâr dalkavukların ya da diğer bir tabirle takıyyecilerin aramızda giderek üremesine, çoğalmasına neden olacaktır.

Ben bütünün egemenliği derken bunu kastetmedim.

Yılbaşı gecesi İstanbul Ortaköy’de Gece Kulübü saldırısını ve failini bir kez daha lanetlerken, elim olayda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa, ulusumuz ve bütün kardeş halklara ve pek tabi maktullerin yakınlarına sabırla başsağlığı dilerim.

Bütünün egemenliği derken ben işte bunu kastettim.

Can Ahmet Vural

05.01.2017.4


PAYLAŞ
REKLAM ALANI 11