REKLAM ALANI 1

KIRMIZI ÇİZGİLER

KIRMIZI ÇİZGİLER

    Bu çetin imtihanın sonunda cennet ve cehennemin olması güzel bir şey; iç ferahlatıcı. Yoksa çekilmezdi bu cehennem. Kötülük dünyanda bu kadar egemenken. Derdi veren, derman aratan, saydıran, sövdüren, söyleten hep Sen. İnleyen ben. Döven Sen, dövülen ben... Seven Sen, sevilen ben. Sevdiren yine Sen, sevinen ben! ‘Dur’ De mübarek, ‘Yeter’ de. Gözümü açtım, neyin savaşını verdiğimi dahi bilmeden bi cephedeyim. Ben bu savaşa “Yol” demekteyim. Oysa yaşam bu değil. Yaşamak bambaşka bir şey. Yol’da vuran Sen vurulan ben. Dövüştüğüm cephe de daha ne kadar öleceğim? Öldürmeden diriltmeyen Sen, uyutmadan da uyandırmazsın değil mi? Biliyorsun yirmi üç yıldır uykudayım. Söyle bana mübarek, ben ne zaman uyanacağım? Durdur beni artık, yeter bu denli bozgunculuğum. /Can Ahmet Vural – Güzergâh kitabımdan…

Allah’ım sen bize zulmetmedin, biz senin kurallarını çiğneyerek ve bitmek bilmeyen heva arzularımızı kendimize ilahlar edinerek kendi kendimize yazık ettik, deyip düşüncelerimi sırasıyla toparlıyorum.

Öncelikle farkındalık, “farkındayım” sözcüğü görmesini bilenler ve duymak isteyenler için hazırlanmış büyük bir cevaptır. 

Cennet, kelimesine gelelim, etimolojik açıdan bu kelime,
Arapça cnn kökünden gelen cannat جنّة  "kutsal kitaplarda adı geçen bahçe" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Aramice/Süryanice gannā veya ganntā גנא/גנתא  "bahçe" sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Aramice/Süryanice #gnn גננ  "koruma, kapatma, etrafını çevirme" kökünden türetilmiştir.

Yani, güvende olma, koruma altına alınma gibi manaları taşıyor; Allah’ın rahmetine mazhar olanlar için…

Bir de Cehennem’e bakalım, bakalım o ne ve nasıl bir yermiş?
Arapça cahannam جهنّم  "Kuran'a göre kıyamette günahkârların gideceği yer, cehennem" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük İbranice gē hinnōm ג הנם  "Gözyaşı Vadisi, Kudüs yakınında bir yer" deyiminden alıntıdır. Bu sözcük İbranice hinnōm הנם/הנום  "gözyaşı, ağıt" sözcüğünden türetilmiştir

--- Hassas terazilerin kurulduğu, kimsenin amellerinde bi haksızlığa uğratılmadığı, ölçünün eksik ya da yanlış olmadığı, hak sahibine hakkının alacaklısından noksansız iade edildiği, o din, hesap gününden sakınmamızı yüce Allah bizlere peygamberleri aracılığıyla kutsal kitaplarında yüksek sesle emrediyor. 

Yani, Buyuruyor ki, haksızlık yapma ki zulme uğrama, haksız yere kan dökme ki gözyaşı vadisine ebediyen hapsolma...

Günümüz dünyasında yaşanan üzücü hadiseler, türlü dramlar ve bilmeden ya da bilerek hayatlarından çaldıklarımız bunları yazmama neden oldu, 

Siyasetçilerimizin nefret söylemleri, izlediğim haberler, şuurlarını yitirmiş yığınlar ve onların işledikleri, yön verdiklerimiz ile yönlerini belirlediklerimiz, geleceğimizi ve istikametimizi yeniden şekillendirip yine muhakeme etmem açısından aczime fırsat teşkil etti.

Hasılı, yazım için gün doğdu.

Çağrımdır,
Kriz anlarında acil eylem planına eklenmesi suretiyle bu toplumun bir daha kargaşa ve itilafa sürüklenmemesi adına kendi genel ve ahlaki Kırmızı Çizgileri ’ni belirlemesi, neyin doğru ve neyin yanlış olduğu hususunda bir mutabakata varmak üzere bu (norm) çizgilerin siyasetçilerimiz tarafından net bir şekilde resmedilmesi, ortaya konması ve bu konu hakkında da toplum şahitliğinde 551 siyasi erk ’in kesin kez bu ortak paydada buluşmaları hepimizin menfaati ve özellikle ülkem selameti açısından oldukça önem arz ediyor. 

Örneğin, müşterek değerleri açığa çıkaralım,
Örn. Vatan, Bayrak, Ezan, Namus ve Özgürlüklerden zerre taviz ve ödün vermeyelim.  

Namus ve Özgürlükler yan yana olur mu hiç? Dersen, Namus kavramının asıl mahiyetini koruduğumuz sürece bal gibi de olur! Derim, hatta ileri gider, Namus Özgürlüksüz, Özgürlükler de Namus olmadan olmaz, derim. Çünkü asıl maksadıyla Namus, doğruluk, dürüstlük, erdemlilik, ahlaklılık gibi değer yargılarının bütünüdür. 

Gelin, bu müşterek değerleri genişletelim,
Yetimi, öksüzü, güçsüzü ve biçareyi koruma kalkanı altına alalım, olanca varlığımızı üzerlerine yansıtalım. Hak için, adalet için ve Allah için yola çıkanı yolundan etmeyelim- Yalnızca niyetinde samimi olanlar adına söylüyorum, marjinal terör gruplarıyla bunları istismar edenler için değil.

Ben bu kadarını yazayım, siz daha fazlasını…
Gelin, bu belirlenen kırmızı çizgilerden dışarı çıkmayalım, haddi aşanlardan olmayalım.
İç huzurumuzu muhafaza ederek milletimizi güven altına alalım,
Bölmeyelim, parçalamayalım… dağılmayalım, ayrışmayalım…

Herkesi kontrol altına alan ve tenkitten geçip -teskin eden bir dili kendimize jargon edinelim,
Böylece parçanın değil, Bütünün egemenliğini kuralım.
Ve Allah’ın da yardımıyla ölmeden yeni cennetimizi inşa edelim.
Ve tabiki Cumhuriyetimizin Kurucusu o muzaffer komutan Mustafa Kemal ATATÜRK ’ün ilke ve inkılapları ışığında, fikirleri aydınlığında…
Vefatlarının 78. Yılında Başkomutan’a saygı ve şükranla…
Cumhuriyetinin variscisi Türk Gençlerinden
Can Ahmet Vural
10.11.2016.4
#ufukcizgisi

etimolojiturkce.com / cennet & cehennem


PAYLAŞ
REKLAM ALANI 11