REKLAM ALANI 1

DERSİMİZ DEĞERLER EĞİTİMİ

Bize iktisat dersinde bir şey öğrettiler, 
“İhtiyaçlar sınırsızdır kaynaklar ise sınırlı!”
Adı üzerinde iktisat = ekonomi:
Yani, tamahkarlık…
Azla yetinip çoğa yeltenmemek
 Ve ona asla göz dikmemek.
Ben de öğrenemediğim gibi kaçtım hışımla bu dersten,
Kaçmakla verileni ret ettim sandım 
…ve kendi çapında hayallere daldım
-Özgür (insan) olmak gibi.
Sonra gördüm ki şu terminolojiyi kendilerine göre yorumlayıp benim üzerimde deniyorlar
Benim yaşamsal ihtiyaçlarımı karşılamam da 
Üretken bir birey olmam da 
Sıradan vatandaş yerine konmam da
Bana ekonomi yapıp ders veriyorlar.
Hasılı çıkardıkları yasalar, yönetmeliklerle 
Ve muhtelif uygulamalarla 
Bana hep dur! İhtarını vererek akılları sıra bu dersi öğretiyorlar.
Sonra da, ne olmamı sağlıyorlar ne ölmemi!
Sığınmacıların ekonomiye katılım sınırını %10 olarak belirliyorlar
Bana gelince %4! Bu mudur adalet?
Ülkemizde Suriyeli sığınmacı sayısı yaklaşık 3 milyonu bulurken 
Benim sayım ise 12 milyonu aşıyor…
Ama doğru yapıyorlar, 
Keza bu meselenin, Sosyoloji boyutu var, psikoloji boyutu var, siyasi ve kültürel boyutları var… 
Ama hepsinden önce ve önemlisi temelde bir alt yapı sıkıntısı var.
O alt yapıda bizde yok.
O alt yapıyı bize kazandıran da yok.
Hala çıkamadık sokağa ve ifşa edemedik varlığımızı
İhtiyaçlarımızı net ortaya koyup belirleyemedik bir türlü.
Kime gideceğimizi ve yaşamak adına kimden destek almamız gerektiğini bilmiyoruz.
Onurlu bir yaşam duruşu sergilemek için verdiğimiz mücadelede en başta yasalar bize engel;
Sonra dört bir tarafta kurumlar arası- içi çatışmalar hâkim, bundan da en fazla bizler mustaribiz. 
Sosyal paylaşım sitesi facebook'ta 2022 ve Evde Bakım diye bir grup var, 
Cesaretiniz varsa girin oraya bir bakın.
Aralarında ben de dahil olmak üzere grup üyeleriyle iletişime geçin
Ya da hiç zahmet etmeyin, yine oralı olmayın yerinize ben yaparım yapıyorum da.
Daha geçen yeni evlenmiş bir kas hastası kardeşim,
Hanımı çok şükür ki sağlıklı ve yeni işe girmiş mübarek olsun, 
Delikanlı kardeşimin ailesiyle aynı evde ikamet etmekteler, 
Anne çalışmayıp kardeşlerime bakmakta, 
Kardeşimin bir de erkek kardeşi var, var ki o da kas hastası…
Anneyi düşünün. Durumunu, halini…
Aile Bakanlığımız sağ olsunlar hanelerine kara bulut gibi çökmüş.
Diyecek söz bulamıyorum, 
İnsafsız memurlar senin hanımın çalışıyor eve gelir getiriyor gibi bir şey zırvalamışlar
Yani, hanımın baksın sana!
Çocuk şok! Bana soruyor, 
Abi n’olur keserler mi annemin maaşını diyor
Susuyorum, cevap veremiyorum!
Af buyurun kurumumuz ona Sosyal Yardım parası diyor, eksik olmasınlar ama
Bense o desteğe analarının ak sütü gibi haklarıdır diyorum.
*****
En nihayetinde benim duyarlı halkım yine benim sorunlarıma karşı Sosyal Medya’da Sarı Mikrofon adı altında bir hareket başlatıyor.
Çözüm basit, siyasilerimizin bir türlü beceremediği ve tercihinden daima sakındıkları halkın yolunu arşınlamak anlayışı.
Yani, sorunları halkımız desteğiyle alaşağı etme yolunun izlenmesi.
Ağır derecede (bütün gruplardan) rahatsızlığı olan kardeşlerim için hazırladıkları bir bölümleri var, o da, Engelsiz Bir Gün şeklinde…
Birkaç bölüm izledim ve bunları yazma gereği hissettim,
Çünkü kardeşlerim, Devletimizin üzerlerinden çektiği şefkat ve merhamet elini bu kanal aracılığıyla artık halkımızdan istirham ediyorlar.
Diğer bir ifadeyle yardım dile… -bak onu diyemedim. Başka yol mu bıraktılar?
Malumunuz önümüz üç aralık, DÜNYA ENGELLENENLER GÜNÜ
Şimdi buradan bir mesajım var, hem de bütün engellenen kardeşlerim adına, 
İstisnasız tüm siyasilere, idarecilere, yöneticilere ve en tepe noktaya,
Hala varsa ve yerindeyse kızarsın artık o yüzleriniz!
*****
Bizde işler böyle, biraz da sen anlat, sen de işler ne haber?
Saygılarımla 
CAN AHMET VURAL
03.11.2016.4


PAYLAŞ
REKLAM ALANI 11