HEY SEN, N’ABER?
Öncelikle,
Birlik, beraberlik ve dayanışma içerisinde geçireceğimiz daha nice bayramlara! Geçmiş mübarek Kurban bayramınızı en kalbi duygularımla tebrik eder yüce Allah'tan bizleri tekrarına huzur ve güvenle ulaştırmasını dilerim.
Barış, kardeşlik ve iki cihan saadeti niyazıyla birikte mübarek bayram gününü milletimize zehreden kirli piyonları, silahlı terör örgütlerini en sert cümlelerle kınamakla beraber, olası Van Emniyet Müdürlüğü’müze düzenlenen bombalı eylemde hayatlarını yitiren masum vatandaşlarımız ile Hakkâri’de çocuğuyla bir bayramlaşma programı dönüşünde vurulan Ak Parti’li siyasetçimize de yüce Allah’ın rahmetini umar ve yakınları nezdinde sevenlerine, velhasıl milletimize başsağlığı dilerim.
…Bayramımız da dâhil olmak üzere dolu dolu bir haftayı geride bıraktık.
Bu bayram tatilini bendeniz bol bol dinlenerek ve evinde kitap okuyarak değerlendirmeye ve kendimi zinde tutmaya gayret gösterdim,
Biriktim hâsılı…
Nerede kalmıştık diyerek düşüncelerime başlıyorum,
Sanırım, CHP Bursa İl Örgütü’nde yeni kurulan Engelsiz Çalışma Masası Biriminin düzenlediği Özel Gereksinimi Olan Bireylerimizin hukuksal bazdaki sorunlarına yönelik panel etkinliği’nde kalmıştım.
Bursa İlinde faaliyet gösteren Engelli Dernekleri ile pek çok basın temsilcisi ve Partilinin icabet ettiği bu oturuma çoğunluğumuzun bildiği isim Ayhan Zenbilci başkanlık etti; oturum konuşmacıları malumunuz, Bursa Baro’sundan Avukat Meysun Güler ile meslektaşları Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, oldu.
Özel İnsanlarımızın Hukuksal Sorunlarına Bakış Programından çıkardığım naçizane genel değerlendirmem beni bağışlamanız ricasıyla, elem verici oldu.
Neden mi?
…Elin oğlu çıkıp ayda yaşam kalıntıları ararken, kendimi bildim bileli harcadığım şu yolculukta ben diyeyim 17, sen deyiver 18 senedir ülkemiz genelinde hala dezavantajlı gruplarımızın kaldırımlar, erişebilirlik, eğitim, istihdamı ile topluma katılımı ve bakım konularıyla sıkıntılarını tartışıyor olmamız, (devlet ve millet olarak) olumlu sonuçları beraberinde gündeme getirme hususundaki acziyetimiz, muvaffakıyetten yoksunluğumuz ve kelimenin her yönüyle bundan nasipsiz oluşumuz samimiyetsiz, olumsuz normlar ve uygulamalar açısından, sorarım size benim ve benim gibilerin olmayan gelecekleri açısından endişe ve ızdırap verici değildir de başka nedir?! - Ör. Kararnameler ile bizi dinleme nezaketini göstermeyen yönetmelikler…
Hiç mi istikrar yok Can Ahmet’im dersen,
…Var elbet, sorun oluşturma ve onları ölçüp, biçip, işleme konularında son derece azim ve başarı sahibiyiz (ben de dâhil olmak üzere)…
…Hak arama noktasındaki yetersizliklerimizi gözden geçirme imkânına kavuşturulduğumuz bir ortamda ana muhalefet partisi yetkililerinin sorunlarımızı kucaklayarak bunları izleme ve önleme yolunda verdiği çaba ve gösterdiği özveri bizdeniz iki dünya arasına sıkışmış köleleri uyandırma ve heyecanlandırma mevzusunda benliklerimiz ile belleklerimizde şimdiden şimşekler çaktırdı doğrusu.
…İşte bu bağlamda tam anlamıyla uyarıldım ve beraberinde somut önermeler ile çalışmalara yeniden başlayıp sahaya dönme kararını ve kararlılığını kendimde gördüm diyebilirim.
Evet, bu konuda düzenlenen etkinlik başarıya ulaşmıştır.
Hele ki CHP Engelsiz Çalışma Masası Başkanı ve Koordinatörü İsmail Tekin beyefendilerin Nurhayat Altaca Hanımefendiye doğrudan giderek Bursa’da ikamet eden Özel İnsanlarımızın sorunlarını sahiplenmeleri arzuları ve meclise taşıma konusundaki somut önerileri düstur ve olaylara yaklaşım açısından ümitvari gelişmedir. Hatırlarsanız benim bir önceki yazımda sürprizden kastım da buydu.
Bakalım göreceğiz.
Yazının dibi: Ölümün varlığını bir an olsun hatırımdan çıkarmayıp yolumda tekerime dolananlara, Hodri Meydan diyerek,
Yazılarının sonuna “yazının dibi” ibaresini kullanan Burak Kılıçarslan kardeşimden bu özel tümcesini (izinsiz) tek sefere mahsus kullanımımdan kaynaklı ve bir daha olmaması kaydıyla özür dileyerek,
Kanatlarını açmış çaylaktan adeta devasa bir kartala dönüşmüş iki kanadı ve gövdesi sağlam tamamlanmış, tanımlanmış kuş timsali edasıyla,
Ve gerekirse kendi kanatlarını yakmak pahasına,
Sorunlarımdan mustarip tüm arkadaşlarımla kardeşlerim adına,
Ve şahsım adına,
…sırası, yeri ve zamanı gelmişken şunları söylemek istiyorum,
Arkasını aramanız ümidiyle,
Yemin ederim ki,
Bu hayatta annem benim her şeyimdir.
Varlığımı ortaya o koymuştur,
Beni o yetiştirmiş, terbiye ve adam etmiştir.
Yine babam ona keza ve ablalarım onlar benim canlarım,
Ailemin ben hakkını ödeyemem,
Onları zora düşürmemek ve her daim yaşamlarını kolaylaştırmak benim yegâne borcumdur,
Ben bir imtihan ya da bilmem ne vesilesi değilim,
Ceza – infaz makamı ya da koruma, ıslah yeri hiç değilim!
Ben iptilaların içinden çıkıp geldim,
Arkamda hiç kimse yokken karşılarında dikildim,
Naz makamını ve diğer tüm makamları çiğnedim öyle geldim,
Ben Allah CC indinde şahitlerdenim,
Ve üzerime dokunan o elleri çok iyi tanıyorum,
Uykusuz ama uyanmış, yorulmuş ama zinde ve kalbi feryatta bir niyaz eriyim
Ben var olduğum sahada aslanı kediye boğdurmam,
Hastalarımızın annelerini evlatlarına harap ve yem etmem,
Gerekirse kurban ben olurum ama annemi kendime kurban ettirmem!
Popülizmden kaçınıyorum, bir davam var ve ben onun peşinden gidiyorum,
O davamın da içten içe yaklaştığını hissediyorum,
Kimseden bir yardım ve medet unsuru dilemiyor, dilenmiyorum.
Kimsenin hakkını çiğnemiyor, üzerimdeki hakları inkâr etmiyorum.
Sadece şunu söylemek istiyorum,
Allah bana/bize yeter!
Ve bilmiyorum daha önceden bunu burada söyledim mi?
Dediysem de kime nerede dedim, işte onu çok iyi biliyorum,
Şimdi onu bir kez daha yineliyorum,
Onlar vazgeçmesin ben de vazgeçmeyeceğim efendim!
/Can Ahmet Vural
22.09.16.4
PAYLAŞ