REKLAM ALANI 1

Bir Değerin Yansıması

Geçtiğimiz günlerde Ankara’da meydana gelen amansız terör saldırılarında hayatını yitiren tüm masum vatandaşlarımıza Cenab-ı Hakk’tan rahmet diliyorum, yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyorum, acılı aileleriyle yüce Milletimize sabrı cemille başsağlığı niyaz ederken hadiselerin zayiatlarından kaynaklı derin üzüntülerimi ifade etmek istiyorum. 
İstisnasız tüm dostlarıma, acımız ve can kaybımız ne kadar büyük olursa olsun, yaşanan ve yaşanması muhtemel tahriklere, provokasyonlara karşı son derece sabırlı, temkinli ve de sağduyulu bir şekilde yaklaşmamız hususunda naçizane ricada bulunuyorum. 
Daima birbirimize sabrı ve Hakkı tavsiye edelim ve yalnızca sabrı ve Hakkı tavsiye edenlerle bir olalım ve de onlarla birbirimize kenetlenelim, vücut bulalım. 
Milletçe, tarih boyu bağımsızlık uğruna gösterdiğimiz metanet, özveri ve engin gayret örnekleri neticesinde kazandığımız zaferlerle nice çetin imtihanların üstesinden geldiğimiz gibi, bu zalimane, barbarca, toplumda infial ve kaos uyandırmaya yönelik, doğrudan iç huzuru, kardeşlik ve güven ortamını hedef edinen dünya terörizmi sınavının da üstesinden geleceğimize olan inancım şüphesiz yüksektir. 
Burada bizlere düşen görev; düşünmek, araştırmak ve bolca kitap okumaktan ibarettir. 
Toplumun her bir parçasına değer aşılamak ve ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine ulaştırmak adına olanca gücümüz ve kararlılığımızla çalışmak her birimizin ortak sorumluluğu ve yolda kutlu vazifesidir. 
Bendeniz dahi işbu mücadeleden kaçınmadığına göre, üstüne başına aldanıp da vazifeyi terk etmek biz Türk varlığına yakışık almayan bir durumdur.
Bu duygu ve düşüncelerle kardeşliğimizin ilelebet daimini ve muhafazasını dilerim.
*****
Şimdi gelelim Yol hikâyeme,
Yol’a çıkarken vurgulamıştık oysa, 
“Biz insanların gönüllerine ulaşmayı gaye edindik, muhakkak öykümüz bu surette yazılmıştır, yemin olsun biz bozgunculardan (aldatanlardan) değiliz, biz Halik’ın yeryüzündeki birleştirici, kayırıcı, iyiliğe ve hayra kanalize edici gücüyüz. Belki de bundandır, ayrıştırıcı olmadı hiçbir çağrımız” 
İşte o kutlu davamız bu misyonla şekillenmiştir; akabinde çözmemiz gereken her ne sorun varsa önce gönüllerde çözmemiz gerektiği hissiyatı tarafımıza böyle hâsıl olmuştur. 
…ve biz tam da bu “hal” ile yola revan olduk. 
Yürüdükçe perdeler açıldı, yürüdükçe dünya ve gönül hanemiz genişledi. Teşbihte hata olmaz derler, yolda dirilttiğimiz canlar (vesile olduklarımız) la hayat bulduk. 
Güzergâhta kemale erişimiz, yol boyu yaprak misali savrulduğumuz amaçla, olanca kalp yorgunluğu ve perişan ruhumuzla vasıl olmuştur. 
…imdi şu âcizi topluma kazandırmak, kendine getirmek ve bizlere geleceğimizi vermek adına gecesini gündüzüne katan ve bu uğurda beli bükülen baş tacı canım annemin ve de annem nezdinde tüm annelerimizin saygıyla ellerinden öpüyorum. 
Toplum nazarında kıymetinizin sene de birkaç gün değil, her gün bilinmesini diliyorum. 
Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle…
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir davet verdi. Düzenlenen resepsiyonda, şehitlerimizin anne ve eşlerinin yanı sıra; fedakârlıkları, emekleri ve mücadeleleri yapılan haberlerle kamuoyu tarafından bilinen kadınların da olduğu çok sayıda davetli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın misafiri olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ağırlandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu özel buluşmada misafirlerine hitaben bir konuşma yaptı. Konuşmalarında, kadınlarımızın, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarla aile yaşantısında daha fazla yer alması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı, özverileriyle devletine ve milletine bir şekilde yararı dokunmuş tüm kadınlarımıza ayrı ayrı teşekkür etti. 
“Türk toplumunda kadınlarımızın yeri daim baş tacıdır, kadınları erkeklerin karşısına getiren zihniyet bu toplumda hiçbir zaman yer bulamamış ve asla da bulamayacaktır.” şeklindeki ifadeleriyle fırsat eşitliğine değindi. 
Muteber Devlet Başkanı Erdoğan, “Kadınların hayattan hiçbir şekilde soyutlanmaması gerektiğini, çünkü kadınsız hiçbir medeniyetin ilerleyemeyeceği ve gelişemeyeceği” görüşlerinde bulundu. 
Gün içinde annemle bizde o anlamlı buluşmadaydık. Nazik davetleri için, Sn. Beyefendi ile muhterem eşleri Hanımefendi’ye müteşekkiriz. O özel davette gördüğümüz değerle duygularımı kısa öz ve yapıcı ifadelerle aktaracak olursam, gök kuşağının tüm renkleri adeta sembolik olarak orada toplanmıştı... Farklı hayatlar, farklı hikâyeler ve birbirinden farklı anneler... Ve bunları birleştiren olası bir güç, hoşgörü, sevgi ve anlayışı temsil eden, mutlak her yerde hüküm süren ve sürdürten bir kudret vardı. Zat-ı alilerini yöneten Bir güçtü O. 
O, galiba sevgiydi.
Annemin deyimiyle dilerim, “değer verenler ve değer bilenler hep değer görsünler”
Saygı ve muhabbetle,
Sivil Gündem’e,
Can Ahmet Vural
14.03.16.1

 


PAYLAŞ
REKLAM ALANI 11