REKLAM ALANI 1

ÖZEL İNSANLAR

ÖZEL İNSANLAR

“SEN FARK ETMESEN DE BU HİKAYEYİ BİZLER YAZIYORUZ, İNAN BANA HİKAYEMİZİN ADI «BAŞARISIZLIK HİKAYESİ» OLMAYACAK.”

“Hareketten yoksun ruh yorgunu, mağlup. Kızılca kıyametten çıkmış vazife eri. Beden dağında tutsak, esir. Fikriyatta özgür ve de canlı hâsılı günümüz abdalı…

1988 doğumlu Düşünce adamı. 4.5 aylık bebeklik döneminden bu yana Kas Erimesi rahatsızlığından muzdarip kas hastası. Yaklaşık dokuz senedir üniversite öğrencisi. Kendi deyimiyle annesinin ve annelerin dualarıyla beslenen Bir İnancın Ürünü… Yayınlanmış dört kitabı var ve başarısını inananlara borçlu. (2015)

Muhtelif kural ve kaidelerden kaçınarak içimdeki canavarı dışa vuruyor, kafama göre yazıyorum. Ben edebiyat yapmıyorum, insanımın varlığını kitaplarımda işliyorum.”

Can Ahmet Vural, benim deyişimle Canahmet’im kendisini yukarıda ki cümleleri ile anlatıyor…

Sivil Gündem’in bu ayki “Özel İnsan”ı Can Ahmet, sıradışı sözcüğünün tam karşılığı. Efendiliği, bilgisi ve insan üzerinde bıraktığı etkisi ile kelimenin tam anlamı ile bir fenomen.

Yazar Canahmet, düşünür, seminer verecek kadar Türkçe’ye hakimdir. Dedim ya alışılmışın dışındadır, önyargıyla kavgalı kendisi ile barışıktır.

Canahmet’i anlatırken satırları annesi Emine Vural’ın parantezine almak gerekir. Ana olmanın hakkını sonuna dek veren, sevgisi ile imkansızı dize getiren Emine Hanım’ın parantezine.

Üç çocuk annesi Emine Vural, oğluna olan inancını hiçbir zaman kaybetmeyerek vücudunda sadece sol parmaklarını oynatabilen evladını asla yalnız bırakmayan bir anne o. İlkokuldan itibaren, komşularının “Neden bu kadar uğraşıyorsun ki?” şeklindeki tepkilerine aldırmadan oğlunu her gün okula götürüp getiren, şimdi üniversite mezunu olan Canahmet’in annesi. 4 kitap yazan ve birçok gazetede köşe yazısı da yayınlanan oğlunun, yazılarını o söyledikçe yazan anne. Emine Vural, diğer kas hastası çocukların ailelerine dokunan bir anne. Onlarla birlikte Kas Hastaları Derneği’ni kuran mücadelesini daha da güçlendiren ilkokul mezunu olup oğluyla üniversiteye kadar tüm dersleri okuyan, gönüllerde mezun olan anne. “Ben oğlumu hiçbir zaman engelli olarak görmedim. Engelli kelimesinden de nefret ediyorum. Engel aslında dışarıda. Ahmet engelli değil, Ahmet gibiler engelli değil” diyen ve dediğinin arkasında duran anne.
Benden bu kadar; Sayfa da söz de Canahmet’imin…

Kervan Yolda Düzelir
Yol’a çık, yol açık!
Büyükler, büyüklenmezler asla, bilakis, büyüklüğün gereğini yaparlar. Çünkü büyük olmanın gereği, yalnız büyüklere yaraşır. Bu büyüklüğün gereği, insan olmanın ve insanca yaşamın doğasında saklıdır. Ki, bu gerek, yürürlüğe girdikten itibaren yolunda yürüyen küçüğü bile zamanla büyütür. Evvela benim masalım, böyle başlar.
Öncelikle bana bu sayfayı açan ve düşüncelerimi önemseyen Sivil Gündem Gazetesi ekibiyle değerli Koordinatörleri Olcay ağabeyime teşekkür ediyorum. Hayat tecrübelerimden yola çıkarak belirlenen istikamette açtığım ufuk ve insan’a verdiğim değerle oluşturduğum kitaplarımın ardından çıkan anekdotları günümüz dünyasıyla biiznillah paylaşmaya gayret ediyor ve diyorum ki, ben hatıramı yarınlara yeşermesi umuduyla ekiyorum. 
Sahip olduğum enerji meziyetimle beraber oyun kurucu, idealist bir aktivist olduğumu düşünüyorum. Zannımca, başarım, tartışılır belki ama ideallerim uğruna verdiğim mücadele ve onca emek şüphe yok ki nazarlarda tartışılmaz ve zayi edilemez müstesna mevzular arasında yer almaktadır. Ki, bilindiği gibi, kılıcımı kuşandığım hayatta bendenize düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmek adına tüm gücümle onurlu bir yaşam duruşu sergiliyorum. Nitekim bu düstur, bir saltanatla tacı gerektiriyor, o taç ve saltanat da, insanların gönüllerinde kuruluyor ve yüzlerinden tarafıma yansıyor.
Kendimi anlatmasını pek beceremem, genelde bizimle tanışmak isteyenleri, hayatıma davet ediyor ya da kitaplarımdan satıyorum. Çok kıymetli Engelsiz Savaşçı Alperen kardeşimin dedikleri üzere, yolumda onlara, “emin olun, ben bundan daha fazlasıyım” demeyi de ihmal etmiyorum Bu vesile ile de kardeşimi bir kez daha buradan sevgi ve selamla anıyorum. 
Ülkemde yakıcı ve yıkıcı olanların değil, yapıcı, onarıcı ve tamamlayıcı olan tüm güçlerin yoluyla safları açık olsun. 
… Daha bu gece, şu bilgisayar başına oturmadan tarafımıza yaşlı bir amcadan gelen mesajı Allah’ın izniyle paylaşmak istiyorum, Kavaklı Caddesi’nde karşılaştığımız, 80 küsur yaşlarında, yaşıtlarına oranla bir hayli dinç, aksakallı ve minyon tipli adının Naif olduğunu söyleyen bu dedemiz, abartısız üç defa anneciğime, “İMTİHAN KIZIM! – İMTİHAN! – İMTİHAN!” şeklinde seslenerek hızlı adımlarla yoluna devam etti. Bunu duyan annem, “Oğlum bana bir imtihan değil, o benim canım parçam, amcacığım…” deyince, amcamız bize dönerek, “hayır kızım, onu demek istemedim, karanlıkları aydınlatmak hiç kolay değil” dedi.
İşte sınavdan mesul tutulduğumuz sorular, sorumluluğumuzla halis niyetimizdir. Ben bu imtihanı annem ve ailem nezdinde tüm sevdiklerimle vermeyi dilerim.
Adım’dan, sonsuza düşen mesajı yapıştır ve seni takip eden okurlarına şöyle seslen, “kapılar, her nerede olursa olsun, anahtar daim sende, inan ve yürü!”

Büyük Olacaksan!
Büyük olacaksan, hiçbir zaman büyümeyeceksin.
Öyle büyütmeyeceksin kendini... Şirke kapılmayacaksın, takvayı terk etmeyeceksin, büyüyeceksen, sabırla büyüyeceksin. Masiva’yı bırakıp âlemi karşına alıp metanetle büyüyeceksin. Çok konuşmayacaksın; çok işe yarayacaksın! Zaten bunun için varsın. Unutma, büyüdükçe küçülür, konuştukça küçük duruma düşersin. Konuşmayacaksın; bilakis işe yarayıp ardından konuşturacaksın. Bunu da göstere göstere yapmayacaksın! Gösterişten uzak, riyasız, rüyasız derinden büyüyeceksin.
Büyüyeceksen, incecikten sızacaksın. Sağa sola karışıp, önüne tufanları katıp, insan ayırt etmeden, kartopu misali büyüyeceksin. Büyüyeceksen, kesinlikle "büyüdüm!" demeyeceksin! Burada ne kadar büyük olursan ol, küçücüksün. Büyüyeceksen, secdede büyüyeceksin, yürekte, (gönüllerde) büyüyeceksin. Sen dünyayı arzularsan, büyümek yerine sadece yorulursun. Arzu, istek, özlem ve şehvet, adam olanı yorar. Büyüyeceksen, bunlardan önce bir arınacaksın. Sağlığında toprak kesilecek ve ölmeden önce öleceksin. 
Büyüyeceksen terkedilmelere tanık olacaksın, ayrılık var abi, diyeceksin. Büyüyeceksen, yolunda arkadaşını kaybedeceksin. Azrail ensende yaşayacak ve Rabbine teslim olacaksın. Büyüyeceksen, meydanı bırakıp tevazu, cömertlik, yiğitlik ve efendiliğinle, yani kattıklarınla büyüyeceksin. Büyüyeceksen, kendini bırakacaksın. Bedenini paçavra gibi hor kullanacaksın, kendin için değil, bir insan kazanmak için harcayabileceksin tüm yaşantını ve işte böyle büyüyeceksin.
Büyüyeceksen, yanacak ve yakacaksın ama tatlı bir yangınla, Allah, hizmet, vatan aşkıyla! Büyüyeceksen göz pınarlarında büyüyeceksin. Göz bebeklerine sığmayıp dolup taşıyorsan büyüksün. Peşinden dualar uzanıp varıyorsa sana ve o dualar açıyorsa tüm kapıları büyüksün. Ama ne kadar büyük olursan ol, unutma burada küçücüksün. Şu başıbozuk düzene yön vermek istiyorsan, çok ezileceksin kardeşim; bin kere zulme tanık olsan da bir zulmetmeden affederek büyüyeceksin. Sonra da sana kalkıp, büyüksün! derlerse, onlara dönüp, "Allah büyük!" diyeceksin.
/Can Ahmet Vural 
26.06.2016.7
www.canahmetvural.com

Bak: Adım - Bir İnancın Ürünü, Denemeler, Büyük olacaksan, Can Ahmet Vural, Ekin Yayınevi

 


PAYLAŞ
REKLAM ALANI 11